TMK – MADDE 545 – Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir.

Sözleşmenin tarafları, arzularını resmî memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.

Miras bırakan genellikle mirasçı olacak tarafa bir miras bırakır ancak her zaman bu durum böyle olmaz ve bazen her iki tarafta birbirine karşı ölüme bağlı tasarrufta bulabilirler. Örneğin, karı koca birbirine karşı ölüme bağlı tasarruf yapabilir. Bunlar birbirlerinin mirasçıları olurlar. Miras sözleşmelerinin en önemli özelliklerinden biri de iki tarafı bağlamasıdır. Dolayısı ile miras sözleşmelerinden tek taraflı olarak dönme yapılamaz. Şeklen daha ağır koşullara sahiptir.

 Burada miras sözleşmesinin yapılabilmesi için tarafların tam ehliyetli olmaları aranır. Vasiyetnamenin yapılabilmesi için bu şart yoktur. Vasiyeti yapacak kişinin ayırtım gücü ve 15 yaşında olma koşulu vardır.

İvazlı ve ivazsız olarak miras sözleşmesi yapılabilir. Eğer ki bir kazanım sağlayarak yapılıyorsa ivazlı yapılmış demektir. Miras bırakanın mirasçıları ölüme bağlı kazanım sağlıyorsa olumlu miras sözleşmesi, miras bırakanın mirasçıları miras sözleşmesi ile sahip olacağı miras hakkından feragat ederlerse buna da olumsuz miras sözleşmesi ya da mirastan feragat denir.

Miras sözleşmesi resmi bir şekilde düzenlenmelidir. Resmi vasiyetnamedeki prosedür burada uygulanır. İki şahidin bulunması, okuryazarlık durumları, resmi memur huzurunda tarafların iradelerini açıklanması vs. gibi durumlar resmi vasiyetnamedeki gibidir.

Kısıtlı olan kişiler borç altına giremezler, girerlerse vesayet makamından izin almaları gerekir. Ancak borç altına sokmayan işlemleri yapabilirler. Buradaki işlemlerin arka arkaya yapılması gerekir. Yani işlem birliği söz konusu olmalıdır. Miras sözleşmesinin sona ermesi, iki tarafın anlaşması ile ve adi yazılı şekil ile sona erer.

Miras sözleşmesi resmi şekilde yapılır. Ancak adi yazılı şekilde sona erer. Sözleşme de değişiklik yapılmasında ise yine resmi şekil aranır. Ayrıca sona ermesinde de ehliyet tam olması aranır. Bir başkasını temsilen sona erdirilemez. Miras sözleşmesinde karşı tarafı mirasçılıktan çıkaran sebep varsa miras bırakan tek taraflı olarak mirasçılıktan çıkarabilir. Ölüme bağlı tasarruflardan sözlü bir vasiyetname ile de mirasçı mirasçılıktan çıkarılabilir. İrade bozukluğu varsa veya hata, hile gibi bir durumu varsa her iki tarafta tek taraflı olarak sona erdirebilir. Bunu bir yıl içinde iptal edebilirler. Buradaki bir yıllık süre iki taraf içinde bağlayıcıdır. Miras bırakan için mirastan çıkarma sebebi varsa bir yıl geçtikten sonrada halen daha çıkarabilir. Ancak hata, hile gibi durumlarda bir yıldan sonra feshedemez. Vasiyetname olsaydı kişi dilediği her zaman yapabilir ancak miras sözleşmesinde bunu yapamaz.

Taraflar sağlar arası edim taahhüt edilmiş ve temerrüde düşülmüşse, miras sözleşmesi sona erdirilebilir. Diğer taraf ihtar vs. yükümlülüğünden sonra tek taraflı olarak feshedebilir. Bu da şekle tabi değildir.

Miras sözleşmesi kendiliğinden hükümsüz hale gelebilir. Lehine ölüme bağlı tasarruf yapılan kişi miras bırakandan önce ölürse miras sözleşmesi anlam ifade etmez. Mirasçıları hak iddia edemez. Bunun dışında boşanma ve butlanda da yine bu durum söz konusu olur.

Miras bırakan bir karşılık ödemişse ve feshedilmişse bu ödediği miktar kişi öldüğünde bu ödediği bedeli karşı tarafın sebepsiz zenginleşme gereği iade edilmesi gerekir.

OLUMLU MİRAS SÖZLEŞMELERİ

TMK – Madde 527- Mirasbırakan, miras sözleşmesiyle mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.

Mirasbırakan, malvarlığında eskisi gibi serbestçe tasarruf edebilir; ancak, miras sözleşmesindeki yükümlülüğü ile bağdaşmayan ölüme bağlı tasarruflarına veya bağışlamalarına itiraz edilebilir.

Mirasbırakanın miras sözleşmesi ile bağdaşmayan her türlü ölüme bağlı tasarruflarına itiraz edilebilir.

Mirasçı atamada,

Mal varlığını azaltmayacağına dair miras bırakan taahhütte bulunmuşsa ve daha sonra mal varlığını azaltan işlemlerde bulunmuşsa bu duruma itiraz edilebilir. Ancak bu yapılan işleme itiraz edilemez. Mirastan ne kalırsa, mirasçı onu alabilir.

Belirli mal vasiyetinde ise,

Miras bırakanın aksine tasarrufta bulunmayacağı örtülü olarak varsayılır. Çünkü bir malı başkasına bırakmayı taahhüt etmiştir. Ferden belirlenen bir mal vardır. Dolayısıyla, aksi durumda buna itiraz edilebilir. Bağışlama da ise, yani ivaz yoksa lehine tasarruf edilen kişi itiraz edebilir. Üçüncü şahısın elinde ise ona karşı da bu hak kullanılabilir. Bu itiraz hakkı kural olarak mirasçılara karşı kullanılır.

Mirasbırakan hayatta iken tüm malvarlığını mirasçıya devrettiyse (TMK – 572.m),

Mirasçı hayatta iken tüm malvarlığını mirasçıya devrettiyse bu devirden sonra bu kişi mirasçı olur. Halbuki mirasçılık için mirasın açılması gerekir. Burada bir istisna söz konusudur. Atanan kişi miras bırakan hayatta iken mirasçı olur. Miras bırakanın ölümünde sağ olması gerekmez. Devirden sonra kişi mirasçı oluyor. Dolayısı ile kişi ölmüş olsa bile, mirasçılık sıfatını korur. Ölmüş olsa bile miras onun alt soyuna geçer. Normalde atanan kişinin alt soyuna geçmezdi. Ama burada bir istisna söz konusudur. Daha miras bırakan ölmeden borçlarından ve haklarından sorumlu olmaya başlar. Sorumluluğu sınırlamak için defter tutma yoluna gidebilir. 

Mirasbırakan başka mallar edinmişse, bu malları mirasçıya geçmez. Borçlar için ise defter tutulur. Yoksa borçlardan sorumlu olur.

Feragat Sözleşmeleri (Olumsuz Miras Sözleşmeleri)

Vasiyetname ile yapılamaz. Sadece miras sözleşmesi ile yapılabilir. Bir kanuni mirasçı ile yapıldığında mirasçılık sona erer. Bunu saklı paylı mirasçı için yapması mantıklıdır. Diğer kısımlar zaten miras bırakanın iradesine bağlıdır. Bunun için belli bir para ödenebilir. Yani belli bir ivaz karşılığından feragat edilebilir. İvazlı da olabilir. İvaz mutlaka gerekmez. Örneğin, kanserli eş için çocukları mirastan feragat ediyor ve tüm payı annelerine veriyorlar.

Feragat sözleşmesi resmi şekilde yapılmalıdır. Noterce re’sen yapılır. Kazanmamış haktan feragat borçlar kanununda söz konusu değildir. Ancak burada istisnai bir durum vardır. Çünkü henüz kazanmadığı haktan feragat söz konusudur. Muhtemel mirasçı olması zorunlu değildir. Mesela, bir kimse bir çocuğu evlatlık olarak alacaksa o kişinin diğer çocukları mirastan feragat sözleşmesi yap bize ortak olmasın diyebilir. Feragat sözleşmesi tam veya kısmi olabilir. Örneğin mirasın tamamından ya da bir kısmından da feragat edilebilir.

Feragat Sözleşmesinin Hükümleri

Feragat, ivazlı ise feragat edenin altı soyu mirasçı olamazlar. İvazlı feragat edenin payı alt mirasçıya geçer. Lehine feragat yapılan kişi tekrar mirasçı olur. Örneğin, annem lehime feragat ediyorum diyor, ancak miras dışında kalan payı tekrar miras bırakana geri döner. İvazlı ya da ivazsız fark etmez. Lehine feragat yapılan kişi alamazsa miras tekrardan geri döner. Feragat eden kişi tereke borçlarından sorumlu değildir. Çünkü mirasçılık sıfatını kaybeder.

Mirasçılıktan feragat etmiş ama ona ayrıca feragat ettiği için kendisine çokta para ödenmişse tenkis davası ile karşılaşılır. Feragat eden burada ister, feragati geri iade eder, normalde alması gerekeni alır ya da davayı açın diyebilir.

Av. Naim GÖZMEN

MİRAS SÖZLEŞMELERİ VE MİRASTAN FERAGAT

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir