TMK – MADDE 516 – Miras bırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir.

Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır. 

Mirasçı atamada kesirli bir ifade varsa veya terekenin belli bir bölümü ya da tamamı bir kişiye tayin ediliyorsa burada mirasçı atanması söz konusu olmaktadır.

Örneğin, mirasbırakan kesirli bir ifade ile ya da çiftliğimi bıraktım, diyor. Bu kişinin başka herhangi bir çiftliği yoksa bu bir atamadır. Mirasçı atama durumunda külli halef olunur ve mirasbırakanın borçlarından da atanan kişi için sorumluluk vardır. Ancak belirli mal vasiyetinde malın tamamı alınır. Saklı payları ihlal edecek şekilde bir mirasçı atama işlemine karşı tenkis davası açılabilir. Eğer saklı payı ihlal ediliyorsa saklı pay mirasçıları, tenkis davası açabilirler. Mirasçı atanan sağ değilse miras ona geçmez. Halefiyette burada söz konusu değildir. Ancak onun oğluna geçebilir şeklinde bir kayıt konulursa bu durumda geçebilir. Mirasçı atananın sorumluluğu, terekenin tamamından diğer mirasçılarla beraber müteselsilen sorumlu olmasıdır.

Ölüme bağlı tasarruf oranını saklı payı aşarsa saklı payı ihlal edilen kişi dava açabilir.

İKAMELİ (YEDEK) MİRASÇI ATAMA

Miras bırakanın biri diğerinin yerine geçecek şekilde mirasçı atamasına yedek mirasçı ataması denir. Bu iki türlü olabilir.

  1. Basit ikame
  2. Fevkalade ikame (Alt mirasçı atama)

Basit ikame, ‘’bu kişi herhangi bir şekilde mirasçı olmazsa ben A’yı mirasçı atıyorum, o da  olmazsa B’yi atıyorum.’’ şeklinde yapılan mirasçı atamasıdır. Eğer ön sıradaki mirasçı olursa diğerleri mirasçı olamaz. Birinci kişi ıskat edildiği için ya da mirası red ettiği için vs. bir durum olduğundan mirasçı olamazsa bu durumda ikinci kişi mirasçı olur. Muris, bunları şarta bağlayabilir. Yükümleme de yapabilir.

Fevkalade yani olağanüstü ikamede ise, alt mirasçı, vasiyet alacaklısı tayin ettiği kişinin daha sonra yerini almak üzere ikinci bir kişiyi mirasçı veya vasiyet alacaklısı tayin etmiş olmasıdır. Burada ön mirasçı söz konusudur. Önce ön mirasçı, mirasçı olur. Daha sonra ön mirasçının ölümü veya belirli bir sürenin geçmesi ile art mirasçı, mirasçı olur. Bu süreyi ya da belli bir şartın tayinini miras bırakan yapar.

Örneğin, bir kimse benim çocuğum tecrübesiz mirası yönetemez diyerek A kişisini ön mirasçı atıyor. Çocuğu tecrübe kazanana kadar (A) ön mirasçı, mirasçı olarak külli haleftir.

Ön mirasçı tereke de tasarruf edebilir. Bunun için defter tutma ve ön mirasçıdan teminat istenir. Mesela taşınmazlarda tapu şerh konması teminat sayılır. Art mirasçı, mirasçı ölürse kesin olarak ön mirasçılara miras kalır. Miras bırakan vade koyabilir mesela ilk on sene o kişi, on yıldan sonra ise şu kişi mirasçıdır, diyebilir. Bu sürede mirasçı ölürse bu durumda onun mirasına geçer. On yıldan sonra şu kişiye geçer.

Ön mirasçı, mirasçı olduğu için tereke borçlarından sorumludur. Ön mirasçı terekedeki malı satıp tereke borçlarını ödeyebilir. Art mirasçı miras bırakandan önce ölmüş ise miras kesin olarak ön mirasçıda kalır. Ön mirasçı ölmüş ise ön mirasçının mirasçılarına kalır.

Ön mirasçı, miras açıldığında sağ olmalıdır, en azından ana rahmine düşmüş olmalıdır. Aksi taktir de miras doğrudan art mirasçıya geçer.

Art mirasçı yoksa ya da geçmemesi için bir sebep varsa miras, ön mirasçı ya geçer. Ön mirasçı ölmüşse onun mirasçılarına geçer.

VASİYETİ YERİNE GETİRME GÖREVLİSİ ATAMA

TMK – MADDE 550.- Miras bırakan, vasiyetnameyle bir veya birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atayabilir.

Vasiyeti yerine getirme görevlisinin, göreve başladığı sırada fiil ehliyetine sahip olması gerekir.

Vasiyeti yerine getirme görevlisine sulh hâkimi tarafından bu görevi bildirilir; bildirim tarihinden başlayarak on beş gün içinde kabul edilmediği sulh hâkimine bildirilmezse, görev kabul edilmiş sayılır.

Vasiyeti yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir ücret isteyebilir.

Birden çok kişi atanmışsa bunlar oybirliği ile hareket edecektir. Terekenin mevcudiyeti için koruyucu hareket etmelidirler. Tereke ile ilgili dava açılabilir. Ölüme bağlı tasarruf ile ilgili dava açamaz. Yani davacı ehliyetleri yoktur ancak davalı ehliyetleri vardır. Vasiyeti ifa görevlisi mirasçılar tarafından görevden alınamaz. Sulh mahkemesi tarafından görevi kötüye kullanmışsa görevden alabilir. Terekeyi zarara uğratmayan ufak tefek işlemleri yapabilir. Bir vekil gibi sorumludur. Zarardan mirasçıları ona dava açabilirler. Bu görevi kabul etmeyedebilir ve ayrıca kendine bir ücrette isteyebilir.

Av. Naim GÖZMEN

YEDEK MİRASÇI VE VASİYETİ YERİNE GETİRME GÖREVLİSİNİN ATANMASI

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir