Miras bırakan bir taşınmaz satın almışsa, bunun bedelini ödeme borcu vardır. Bu sağlar arası bir işlemdir. Yani burada ölüme bağlı bir tasarruf söz konusu değildir.

Ancak bir kimsenin ölümünden sonra sonuç doğurmak üzere yaptığı işlemlerine ölüme bağlı tasarruf denir. Örneğin, bir kimse 1 milyon TL’lik mirasını ölümden sonra şartına bağlayarak bir yere bağışlıyor. Bu bir bağış sözleşmesidir ve kişinin ölümünden sonra sonuç doğuracaktır. Ancak bağışın gerçekleşmesi ölümden sonraya kalmıştır. Ölüme bağlı tasarrufun şekline uymasa bile bir kimsenin yaptığı bağış, bağış sözleşmesi kapsamında öngörülen şekilde yaptıysa bu geçerlidir. Örneğin bağış adi yazılı şekilde yapılır. Adi yazılı şekilde yapılan bağış ölüme bağlı tasarrufa bağlanmışsa bile geçerli olacaktır.

Ölüme bağlı tasarruflar kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Mesela bir kimse avukata gidip benim yerime ölüme bağlı tasarruf yap, diyemez. Yap dese bile geçersiz olacaktır. Mutlaka kendisinin yapması gerekir. Ölüme bağlı tasarrufun konusunu da ayrıca miras bırakanın tayin etmelidir. Ancak miras bırakan konuyu belirler ve bu konunun içinden mesela payı bölüşme için bir kimseyi atayabilir. Mesela hukuk fakültesindeki on kişiye burs verilecektir ve bu bursun dağıtımı rektör tarafından yapılacaktır, gibi. Böyle bir durumda konu belirlenmiştir ve rektöre yetki verilmiştir. Buradaki lehtara, yani kimin dağıtım yapacağını miras bırakan belirlenmelidir.

Ölüme bağlı tasarruflar şekle tabiidir. Tek taraflı ölüme bağlı tasarruf, vasiyetname; iki taraflı ölüme bağlı tasarruf var ise o miras sözleşmesidir.

Müşterek vasiyetname bizim hukukumuzda geçerli değildir. Ancak miras mukavelesi geçerlidir. Mesela kadın eşine; eşte kocasına karşılıklı olarak her biri, ben mirasçı olarak atıyorum, demiş ve ikisi altına imzalarını atmışlar. El yazısı vasiyetname olarak bu geçerli değildir. Ama aynı kağıt üzerinde mesela koca ben eşimi miras atadım. Ondan sonra kadında ayrıca ben de kocamı mirasçı olarak atadım, diye yazmış ve imzalamış yani aynı kağıtta ancak ayrı ayrı iki vasiyetname var ise, bu geçerlidir.

Kimi zamanda bir vasiyetname diğer vasiyetnamenin geçerliliğine bağlanabilir. Mesela, vasiyetnamenin geri alınmaması için, ben eşimi mirasçı olarak atıyorum ama bu vasiyetnamemin geçerliliği eşimin falan tarihli yaptığı vasiyetnameye bağlıdır. Bu durumda biri vasiyetnamesini geri aldığı zaman diğeri de geçersiz hale gelir. Bu şekilde karşılıklı olarak birbirlerinin mirasçılıklarını geri alabilirler. Aksi takdirde bunu yapmazlarsa bir eş vasiyetnamesini geri aldığında, diğeri bir sürprizle karşılaşabilir. Ölüme bağlı tasarruf tek taraflı olduğu için geri alabilir. Geri alma hakkı da vasiyetçiye aittir. Bu hak başkasına devredilemez.

Türk kanunu medenisinin 502. maddesine göre,  vasiyetname yapma için, ayırt etme gücü ve 15 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Fiil ehliyetine tam olarak sahip olma şartı aranmamıştır. Bu şartlar halinde kişi vasiyetname yapabilir.

Bir kimse 15 yaşını doldurmadan evlendiğinde bu evlilik geçersizdir. Ancak her nasılsa dava açılmamış ve geçerli hale gelmiş ise vasiyetname yapabilir, diye düşünmekteyiz. Çünkü diğer bir çok işlemi evlendiği için yapabiliyor. Bunu da yapabilmesi gerekir. Kısaca, yaptığı fiilin anlam ve sonuçlarını anlayabilen ve 15 yaşında olan kişi vasiyetname yapabilir.

Sınırlı ehliyetlilerde şüphesiz ki vasiyetname yapabilirler.

Bir kimse 15 yaşını doldurmuş ve ayırttım gücüne de sahipse vasiyetname yoluyla ölüme bağlı tasarruf yapabilir. Yaptığı ölüme bağlı tasarruftan da dönebilir. Ya da bunu değiştirebilir.

 Miras sözleşmeleri ise iki taraflı olduğu için tek tarafı olarak dönme mümkün değildir. Bu yüzden kanun koyucu miras sözleşmesi için şartları biraz daha ağırlaştırmış ve bunun için tam ehliyet aramıştır.

Bir kimse reşit olsa ve ayırttım gücüne sahip olsa bile kısıtlanmışsa miras sözleşmesi yoluyla ölüme bağlı tasarruf yapamaz. Ancak vasiyetname yapabilir.

Kısıtlı kişiler miras sözleşmesi yapamaz. Ancak miras sözleşmesinin karşı tarafını oluşturabilirler. Çünkü karşı taraf ölüme bağlı tasarruf yapmıyor sadece lehine olan kısmı kabul ediyor. Eğer miras sözleşmesi ile borç altına giriyorsa bunun için vasilerinin izin vermesi gerekir. Ancak kendisini borç altına sokmuyorsa bunun tek başına yapabilir.

Ergin olma koşulu ise, evlenme yoluyla ergin olmaya da kapsar. İllaki 18 yaşını doldurması gerekmez. Ya da hâkimin karar vermesi ile de reşit olmuş olabilir.

ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR

Üç şekilde söz konusu olabilir.

  1. El yazısı vasiyetname
  2. Resmi vasiyetnameler
  3. Sözlü vasiyetname

Vasiyetnamenin bu üç türden birine uygun olarak yapılması gerekir. Aksi halde yok hükmündedir.

1. EL YAZISI VASİYETNAME

El yazıl vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir.

–   Düzenleme tarihinin ay, gün, yıl olarak vasiyetname de belirtilmiş olması gerekir. Kişinin ehliyetinin tespit etmek için bu koşul aranır. Eğer ki bu tarihler belli oluyorsa yani yazının içeriğinden hangi tarihte yazıldığı belli ise bu durumda ayrıca bir tarihi aranmaz.

–   Baştan sona metin vasiyetçinin el yazısı ile yazılmış olması gerekir. Vasiyetçi, tarafından yazılmadıysa bu yok hükmündedir. Kimin tarafından yazıldığı uzmanlarca tespit edilir. Eğer ki genel olarak vasiyetname mirasçı tarafından yazılmış ancak üç beş satır başkası tarafından yazılmışsa burada o üç beş satır yok sayılır. Diğer kısımlara etkisi ise eğer ki o kısım olmasaydı vasiyetname yapılmayacak idiyse, bu vasiyetnamenin tamamını geçersiz kılar. Böyle bir durum yoksa geçerli olabilir. Vasiyetname sırf yardım olsun diye mesela bir başkası vasiyeti yazarken kişinin elini tutmuş ve yazması için yardım etmişse bu  vasiyetname de geçerli olur.

Eğer bir kimsenin eli yoksa bu durumda ağzı ya da ayağıyla vs. bir şekilde yazması yeterli olur. Yazının alfabesinin bir önemi yoktur. Ancak resmi vasiyetnamede alfabe zorunludur. Vasiyetname yurtdışında ya da Türkiye’de yazılmış olabilir. Bunun bir önemi yoktur. Yapılan yerin hukukunda geçerli ise bizde de geçerlidir. Vasiyetname duvara yazılmışta olabilir. Bu da geçerlidir. Örneğin hapiste biri duvara yazmış ya da kömürle veyahut kanıyla bir yere bir şeyler yazmış olabilir. Ancak buz parçası gibi bir yere yazılmışsa burada ortam devamlı olmadığı için geçersizdir. Bilgisayar ekranında da el yazısı ile yazılmış olabilir. Bu da geçerlidir.

 –   Vasiyetnamenin vasiyet iradesi ile yazılmış olması gerekir. Burada şekil koşulları varsa karine olarak iradeyi var kabul ederiz. Olmadığını ileri süren bunu ispatlamak zorundadır. Dolayısıyla diğer koşullar varsa irade de var kabul edilir.

 –   Vasiyetçinin imzasını atmış olması gerekir. İmzası yoksa, yani o kişinin imzası olduğu anlaşılmıyorsa burada askıda geçersizlik söz konusudur. Eğer imza yoksa zaten o vasiyetname yok hükmündedir. Burada elektronik imza geçerli değildir. Ancak bilgisayardan elle yazılmış altına imza atılmış ise, yani hepsini eliyle yazmış ise burada bu vasiyetnameyi geçerli saymamız gerekecektir.

Burada şahit veya izin gibi bir durum yoktur. Kısaca, el yazısı ile yazar ve tarih ve imza atar olay biter. Bu notere tevdi edilebilir, ancak bu bir geçerlilik koşulu değildir. Ancak kaybolmaması için böyle bir işlem yapılabilir. Vasiyetname bittiği tarih bizim için esastır. Mevcut tarih vasiyetnameyi bitirdiği tarih mi diye şüphe edersek bu durumda karine olarak o tarihi bitirdiği tarih kabul ederiz.

Vasiyetçinin ne zaman öldüğü anlaşılmıyorsa bu askıda geçersizliği oluşturur. Vasiyetnamenin içeriğinden vasiyetnamenin ne zaman yapıldığını çıkarabiliyorsak vasiyetname geçerlidir. Örneğin yaş günümde yazıyorum demiş. Yaş günün ne zaman olduğu bellidir.

2. RESMİ VASİYETNAME

TMK – Madde 532 – Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir.

Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.

Uygulamada sulh hakimi bu işlemi pek yapmaz. Daha çok noterler bunu yaparlar. Noterler hata yaptıklarında yükümlülükleri çok büyüktür. O yüzden titiz hareket etmektedirler. Bu vasiyetname de vasiyetçinin iradesi daha açıktır. Ve kaybolma ya da değiştirilme rizikosu yoktur. Çünkü memur bunu saklar. Ölünce nüfus memuru vasiyetnamenin açılmasını sağlar. Bu çok daha güvenceli bir yol olmaktadır. Okuma yazma bilmeyenlerde resmi vasiyetname yoluyla vasiyetname yapabilirler. Bu açıdan da avantajdır. Medeni kanunda okuma yazma bilmeye göre farklı hükümler söz konusu olmuştur.

Eğer okuma yazma biliyorsa;

Vasiyetçi sözlü ve yazılı vasiyetini resmi memura bildirir. Memur yapılan vasiyeti yazılı olarak tespit ederek vasiyetnameyi düzenler. Yani memur açıklanan iradeyi yazar ve metin haline getiriyor. Vasiyetçi metni okur bunu tanıklardan gizleyebilir. Ve daha sonra benim arzuma uygundur, der. Tanıkların huzurunda bu açıklamayı yapar ve hem noter hem de kendisi imzalar. Tanıklar da bir açıklama yaparak mesela vasiyetnameyi okudu ve ehliyeti vardır, derler ve imzalarlar. Burada bu iki hususun tanıklar tarafından yerine getirilmesi önemlidir bu iki husunuz eksikse yetersizlik söz konusu olacaktır. Tanıkların hem kişinin bunu okuduğunu hem de ehliyetin söz konusu olduğunu belirtmeleri gerekir.

Okuma yazma bilmiyorsa;

 Burada vasiyetçi resmi memura vasiyetini bildirir, memur bunu metin haline getirir ve tanıkların huzurunda vasiyetçiye vasiyetnameyi okur. Bu tanıklardan gizlenemez. Metin okunur ve vasiyetçi irademe uygundur, der ve noter ile vasiyetçi imzalarlar.

Okuma yazma bilmeyen biri okuma yazma biliyormuş gibi vasiyetnameyi düzenleyemez. Bu geçersizdir. Ancak okuma yazma bilen birisi metinde bile okuma yazma bilmediğini yazsa bu şekilde bu geçerli olmaktadır.

Burada tanıklar vasiyetnameyi vasiyetçiye okur ve vasiyetçi, iradesine uygun olduğunu açıklar ve ehliyetinin olduğunu da bildirir ve ayrıca okuduğunu da belirtir.

Resmi Vasiyetnamede Tanıklık

Bir kısım kişilerin vasiyetname düzenlemesine katılması vasiyetnameyi mutlak olarak sakatlarken, diğer grup kimselerin katılması vasiyetname kısmi olarak sakatlamaktadır.

Tanıklığı mutlak yasaklı kişileri şu şekilde sıralayabiliriz: Fiil ehliyetine sahip olmayanlar, kamu hizmetinden yasaklanmış kişiler, okuryazar olmayanlar. Bunların vasiyetname düzenlemesine tanık olarak katılması vasiyetnameyi şeklen hükümsüz kılar. Okur yazar olmadığı sonradan anlaşılırsa bu vasiyetname yine geçersiz hale getirecektir.

Nispi yasaklı kişiler, kısmen yani sadece bunlar lehine yapılan tasarruflar geçerli değildir. Bu kişiler katıldığında bu kişiler lehine ölüme bağlı tasarruflar geçersizdir. Tamamını geçersiz hale getirmez. Nispi yasaklı kişiyi noterin kabul etmemesi gerekir. Aksi taktirde sorumlulukları büyüyecektir. Burada resmi memur, vasiyetçinin eşi, altsoy, üst soy kan hısımları, kardeşleri ve bu sayılan kişilerin eşleri birde vasiyetçinin evlatlığının katılması durumunda kısmi sakatlık söz konusu olacaktır.

3. SÖZLÜ VASİYETNAME

TMK – Madde 539 – Miras bırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.

Bunun için miras bırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Sözlü vasiyetname için istisnai özel koşulların varlığı gerekir. Bunlar maddi ve şekli koşullar diye ikiye ayrılır.

Maddi Koşullar:

Öncelikle bu vasiyetnamenin yapılabilinmesi için olağanüstü bir durumun varlığının olması gerekmektedir. Mesela, yakın ölüm tehlikesi, hastalık, ulaşımın kesilmesi veya savaş hali gibi bir durum olabilir. Bu durumlarda kişi sözlü vasiyetname ye başvurabilir.

Vasiyetçinin için başka şekilde vasiyetname düzenleme imkanı olmaması gerekir. Burada el yazısı ya da resmi olarak vasiyetname düzenleyememesi durumunda sözlü vasiyetname yapılabilir.

Şekli Koşullar:

Vasiyetçinin son arzularını bildirmesi ve o beyanına uygun bir vasiyetname yazma görevini yanında bulunan kişilere vermesi ve bu kişilerinde okur yazar olma dışında tanıklıktan yasaklılığın olmaması koşullarının tanıklarda mevcut olması gerekir. Vasiyetçi vasiyetnameyi iki tanığa daha bildirir. Yasaklı kişinin olmaması durumunda resmi vasiyetnamedeki tanık koşulları burada da geçerlidir. Burada örneğin telsizden söylüyor iki tanık da bunu dinliyorsa bu şekilde bir sözlü vasiyetname yapılabilir. Bu kişilerin illa ki o anda orada olmaları gerekmez.

Kayıt alıp sonradan o kaydın dinlenmesi geçersizdir. Bunun sözlü olması gerekir. İki kişiye vasiyetçi arzularının anlatacaktır. Olaydan sonra bu iki tanık sulh hakimine bunu bildirecekler ve vasiyetname yapanı ehil gördüklerini bir de olağanüstü hal olduğunu bildireceklerdir. Yazılı olarak da sözlü olarak da mahkemeye anlatırlar ve belgenin altına imza atarlar. Tabi vasiyetnamenin geçersiz olduğunu ya da tanıkların bu durumu uydurduğunu ileri süren kişi bunu ispat etmesi gerekir. Çünkü bu bir karinedir. Bir kimse çıkıp bu geçersizdir demezse vasiyetname geçerli hale gelir.

TMK – Madde 540- Miras bırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve miras bırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.

Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek miras bırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler.

Buradaki hemen yazar kavramı dürüstlük kuralına göre değerlendirilir. Yani durum koşullarına göre yazması ondan beklenir. Mesela normal şartlar da 24 saat gibi bir sürede bu yazılabilir. Eğer ki gecikmeyi haklı kılan bir durum varsa bu da göz önüne alınmalıdır.

TMK Madde 541- Miras bırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.

Hüküm ifade etmesi bir ayda vasiyetçinin ölmesine bağlıdır. Vasiyetçi bir ay içinde ölürse hüküm ifade eder. Bir aylık süre aşılırsa bu vasiyetname hüküm ifade etmez.

Vasiyetnameden Dönme

Kişi vasiyetnamesinden tek taraflı olarak dönebilir. Eğer vasiyetnamede ben dönmeyeceğim, ifadesi yazılırsa bu koşul geçerli olmaz. Dönme her zaman yapılabilir. Ölüme bağlı tasarrufları yapma hakkından feragat edilemez. Çünkü kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. İstediği zaman bundan rücu edebilir. Bu şart bağlayıcı değildir.

Açık Dönme

Madde 542- Miras bırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir.

Vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebilir.

Herhangi bir vasiyetname şekliyle öncekinden rücu edilebilir. Örneğin, Resmi vasiyetnameden el yazısı ile rücu edilebilir. Birden fazla vasiyetname varsa sonraki vasiyetname öncekini tamamlamak için yapıldığı anlaşılmıyorsa önceki vasiyetnameden dönmüş sayılır.

İkinci olarak yazdığı vasiyetnamede açık olarak ilk vasiyetnamesinden döndüğünü belirtmese bile karine olarak birinci yazdığı vasiyetnameden rücu ettiği kabul edilir.

Örneğin, dörtte birini Veli’ye bıraktım diye birinci vasiyetnamesinde söyler. İkinci vasiyetnamesinde ise üç bölü dördü de Murat’a bıraktım diyorsa burada birbirini tamamladığı için ikincisi onun devamı gibidir. Ancak birincisinde A, ikincisinde B’yi mirasçı olarak bıraktım derse ikincisi ile birincisinden rücu ettiği anlaşılır. Dönme şekline de dikkat edilmelidir. Dönmenin vasiyetname şekillerinden biri ile yapılmış olmalıdır. Aksi halde ilk vasiyetname geçersiz kılınamaz ve ilk vasiyetname geçerli olur. Çünkü dönme şekline göre yapılmadıysa burada dönme geçersizdir. Dönmeden dönme de mümkündür eğer ki çok dönme söz konusu olursa bu durumda kişinin ehliyetinden şüphelenilebilir.

Kapalı Dönme

TMK – Madde 544- Miras bırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa, kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça, sonraki vasiyetname onun yerini alır.

Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, miras bırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar.

Miras bırakanın sağlararası işlem ile daha önceki vasiyetnamedeki tasarrufu bağdaşmıyorsa, burada sağlararası işlem de vasiyetnameden dönüldüğü farz edilir. Bu belli bir mal için yapılır. Örneğin A’ya vasiyetname ile tüm mal varlığım sana aittir, şeklinde belirtmiş olup; daha sonra tüm mal varlığını B Vakfı’na devretmiş olabilir. Burada sağlararası işlem esas alınır. Ferden tayin edilen bir mal yani gayri misli bir mal sağlararası işlem ile başkasına verilmişse bu durumda mesela evini Murat’a vermişse ve bunu vasiyetname ile hükme bağlanmış ise ve daha sonra bunu başkasına satmışsa burada örtülü olarak döndüğü anlaşılır.

Bu mal yandıysa ve kasko 50.000 TL verecekse ya da kamulaştırma yapıldıysa ve devlet belli bir para verecekse burada iradesi dışında bir şey olduğu için yorum yolu ile bunun da mirasçı tarafından alınabileceği belirtilmektedir.

Miras bırakan bir malı vasiyet eder ve daha sonra da bunu bağışlar ise, böyle bir durumda bağış esas alınır.

Yukarıda aktarılanları özetlemek gerekirse, el yazılı vasiyetname de imza yoksa o geçersiz olur. Sözü vasiyetname de bir ay geçerse bu durumda yine geçersiz olur. Burada ise miras bırakanın dönme iradesi olacaktır. Dönme iradesi olmadan yok ederse burada dönme söz konusu olmaz. O vasiyetnameden ancak başka vasiyetname ile dönebiliriz. Fiziki olarak bunu yok etmekle bundan dönülemez. Çünkü resmi dairede bir nüshası vardır.

İrade bozukluğu halinde ise, bir yıl içinde vasiyetçi vasiyetini geri alabilir. Bir yıldan sonrada aslında vasiyet yine geri alabilir. Burada mirasçılar hata hileyi öğrendikten sonra bir yıl içinde vasiyetnamesini geri almadıysa artık iptal davası açamaz. Mesela vasiyetçi öldükten sonra kendisi vasiyetini geri almadıysa bir yıl içinde mirasçıları irade bozukluğu nedeniyle iptal davası açamaz.

Kendiliğinden hükümsüzlük halleri ise, boşanmanın gerçekleşmesi halinde eşler lehine yapılan ölüme bağlı tasarruflar hükümsüz kalır. Yine konusu imkansız olan tasarruflar yine hükümsüzlük malül olacaktır.

                                                                                                                  Av. Naim GÖZMEN

ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR  VE VASİYETNAMELER

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir